Yumurta doğal bir ambalaja (kabuk) sahip olsa da son derece kırılgan bir üründür ve kullanım ve taşıma sırasında kabuk hasarlarından dolayı ciddi kayıplar meydana gelebilir. Temel besin maddesi olan yumurtanın kabuk deformasyonuna karşı korunması ve tazeliğinin uzun süre muhafaza edilmesi ülke ekonomisi için büyük önem taşımaktadır. Nakliye ve depolama kaynaklı kayıpların azaltılmasında basit ve pahalı olmayan yeni metotlara ihtiyaç duyulmaktadır. Taze yumurtanın üstün kalitesinin depolama ve nakliye süresince muhafazası ancak yumurtanın birincil ambalajı olan ve depolama ile nakliyede kritik önemi olan yumurta kolisi olarak kullanılan ‘viyol’ kalitesinin arttırılması ile mümkün olabilmektedir.
Taze yumurta ekonomik değerinin yanı sıra, tüm besinler içerisinde sindirilebilirliği yüksek olan, anne sütünden sonra insanın ihtiyacı olan tüm besin öğelerini yapısında bulunduran en kaliteli proteine sahip tek besindir. Yumurtanın içerdiği kaliteli proteinin besleyici değeri de yüksek olup, insan vücudunda sentezlenemeyen ve dışarıdan vücuda alınması gerekli olan "elzem amino asitleri" yeterli ve dengeli miktarlarda içermektedir. Bu açıdan yumurta, yetişkin bir bireyin günlük olarak gereksinim duyduğu esansiyel besin öğelerini içeren fonksiyonel temel bir gıda maddesidir [1-3].
Sindirilebilirliği yüksek olup tamamına yakını vücut tarafından kullanılmaktadır. Yumurta, besin öğeleri ve yüksek biyolojik değere sahip protein içeriği ile birlikte esansiyel amino asitleri yeterli ve dengeli miktarda içermektedir [4]. Yumurta proteininin biyolojik değeri %93,7 iken, sütte %84,5 ve sığır etinde bu değer %74,3’dir. Yumurta, ticari olarak Gallus gallus var domesticus cinsi evcil tavuklardan elde edilmekte ve sofralık veya yemeklik yumurta olarak adlandırılmaktadır [5]. Ortalama 60 g ağırlığında olan bir yumurtanın yaklaşık %9,5’ini kabuk, %63’ünü yumurta beyazı ve %27,5’ini yumurta sarısı oluşturmaktadır. Kabuksuz yumurtanın, %75’i sudan, %12’i lipitten, %0,72’si karbonhidrattan, %12’si proteinden ve %11,7’si mineral maddelerden oluşmaktadır. Akında protein oranı %10,6 iken yumurta sarısında ise bu oran %16,6’dır. Ancak, miktar olarak akında daha fazladır. Sarısında, protein miktarı 2,78 g olduğu halde akında 3,5 g’dır. Yumurta akının büyük bir bölümünü oluşturan ovalbüminde; glutamik asit, lösin, alanin ve aspartik asit gibi amino asitler yer almaktadır [6, 7]. Yumurta A, D, E ve B grubu vitaminleri ile demir ve çinko gibi mineralleri de bünyesinde bulundurmaktadır. Kabuklu yumurta, mayonez, pasta, kek ve makarna gibi birçok gıdanın hazırlanmasında ham madde olarak kullanılmaktadır [8]. İnsan beslenmesi ve ülke ekonomisi açısından önemli bir besin maddesi olan yumurta, tüketici tarafından kolay temin edilebilen ve besin değeri yüksek bir gıda maddesi olup çeşitli alternatiflerle kolaylıkla hazırlanıp tüketilebilmektedir. Özellikle taze tüketilen bu gıda maddesi tüketiciye sunulduğunda tazeliğinin en yüksek düzeyde olması istenmektedir. Bu kadar değerli bir besin olmasına rağmen, yumurtaya gereken önem ve ilgi henüz tam gösterilmemiştir. Yumurta sektörü Türkiye'de çok istikrarsız bir gidiş sergilediğinden yeni plan döneminde yumurta sanayiinin geliştirilmesine özel önem verilmesi gerekmektedir.
Ekonomik olmasının yanı sıra, sağlık açısından da birçok faydalar sağlayan taze yumurta üzerine olan ilgi, kolesterol ile ilgili kaygıların kalkmasından sonra son yıllarda büyük ölçüde artış göstermiştir. Ancak, bu denli yüksek üretim ve tüketim potansiyeline sahip olan taze yumurta, nakliye süresince maruz kaldığı fiziksel etmenler sonucu kırılarak hızla bozulmakta ve ekonomik değerini kaybetmektedir. Yumurta, kendisini çevreleyen kabuk gibi doğal bir ambalaja sahip olmasına karşın hızlı bozulabilen ve depolama ile kalitesi değişebilen gıdalar arasındadır. Yumurtlama süreci ile birlikte yumurtada fiziksel, kimyasal ve mikrobiyel değişimler hızla meydana gelmektedir [7]. Yumurta sektöründe en ciddi problemlerin başında; yumurta kabuğundaki çatlak ve kırılmaların yanında depolama sırasında yumurta iç kalitesinin hızla bozulması ve nem kaybı gelmektedir [9]. Yumurtanın depolanmasında meydana gelen nem kaybı sonucunda ağırlığı azalır. Ağırlık kaybına bağlı olarak yumurtanın yassı ucunda ışık muayenesinde kolayca tespit edilebilen hava kesesi veya tepe boşluğu oluşur. Depolama süresinin uzaması ile yumurta akının viskozitesi düşer ve yumurta akında bulunan su, yumurtanın sarısına geçiş yaparak yumurta sarısını saran membran zayıflar [10]. Bu durum yumurtanın düz bir yüzeye kırılmasında sarısının yayılma-patlaması ile gözlemlenebilir. Ayrıca bayatlama ile birlikte hava kaması-kesesi büyüyerek tepe boşluğunun hacminde artış görülür. Su kaybına bağlı ağırlık azalması sonucunda yumurtanın raf ömrü kısalmakta ve hızla bayatlamaktadır [11-13]. Yumurtanın üretim merkezlerinde toplanması, sınıflandırılması (tasnif), muhafazası ve tüketiciye ulaştırılması (taşınması) sürecinde zamanla biyolojik, kimyasal ve fiziksel değişiklikler meydana gelmektedir. Bu değişiklikler sonucunda kısa sürede bozularak sağlık açısından risk oluşturmaktadır. Yumurtadaki katı albümin, depolama süresince orijinal yapısını kaybederek sıvı albümine dönüşmektedir [14-17]. Bu dönüşümde sıcaklık, nem, CO2 kaybı ve pH’ın önemi büyüktür. pH’ın artması, ovumusin-lisozim bağlarının kırılmasına ve katı albüminin sıvılaşmasına neden olmaktadır [18]. Bunun sonucu olarak da jelleşme ve köpürme özellikleri zayıflamaktadır. Yumurtanın depolanması süresince kimyasal olarak CO2 kaybı ile yumurta akının pH değeri yükselmekte olup, taze kabuklu yumurtanın başlangıçta pH değeri 7,5 iken depolama ile birlikte 9,6 ve üzerine yükselebilmektedir. Ayrıca, protein yapısında meydana gelen değişimler ile hidrojen sülfür açığa çıkmaktadır. Bununa birlikte amonyak miktarı düşmekte ve inorganik fosfor miktarı artmaktadır [18-20].
Türkiye’de kanatlı et ve yumurta ürünleri sektörü, dış ticaret anlamında çok büyük bir varlık gösterememektedir. Yumurtada kalite kaybı, yumurtlama olayından hemen sonra başlamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde üretilen yıllık 70 milyar civarındaki yumurtanın % 6-8’si yaklaşık olarak 5 milyar adet, tüketiciye ulaşmadan bozulmakta ve her yıl milyonlarca doların nakliye sırasında kayıp olmasına neden olmaktadır [14, 21, 22]. Ülkemizde yumurtadaki hasar ve kayıp oranlarına ilişkin rakamsal bilgilere ulaşılamamış olup, tahmin edilen oranın gelişmiş ülkelerden aşağı olmayacağı tahmin edilmektedir. Ancak Diker [23] tarafından yapılan saha anket çalışmasında Çorum yöresinde işletmelerde fire ve zayiat oranının 26 işletme yetkilisi tarafından %1-3 arası, 5 işletme yetkilisi tarafından %4-6 arası ve 1 işletme yetkilisi tarafından ise %5-8 arası olarak ifade edilmiştir. Daha kaliteli, daha sağlıklı, minimum işleme-koruma teknolojileri uygulanmış yüksek kaliteli ürünlere müşterilerin artan bir ilgisi olduğu göze çarpmaktadır. [24-26]. Yumurtada muhafaza tekniklerinin geliştirilmesi, yumurta kayıplarının azaltılması ve raf ömrünün uzatılması oldukça önemlidir. Yumurtalardaki ana bozulma mikroorganizmaları, Pseudomonas, E. coli, Proteus, Alcaligenes, Flavobacterium, Enterobacter ve Aeromonas cinslerine aittir. Yumurta ile ilişkili ana patojenler Salmonella spp. kabuğa nüfuz edememekte ve 10 °C'nin altında da gelişme gösterememektedir. Bugün, yumurtalarla ilgili yapılan araştırmaların büyük bir bölümü gıda zehirlenmesine neden olan Salmonella ve mikrobiyel yük ile kontaminasyonlarını azaltmaya yöneliktir [27-36].
Yumurtalarda meydana gelen kırılma ve çatlamaların genellikle üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar olan nakliyesi sırasında meydana geldiği belirtilmektedir [14, 21, 22]. Ayrıca toplama, ambalajlama aşamaları yanında olumsuz hava şartları veya depolama ünitelerinde meydana gelen teknik arızalar nedeniyle yumurtaların bozularak kayıp oluşturduğu ifade edilmiştir [23]. Kanatlı endüstrisinde, kırık-çatlak yumurta oranının artışı, çevresel faktörler yanında genetik, yaş, yumurtlama zamanı, hastalıklar ve beslenme gibi birçok faktöre bağlı olarak değişmektedir. Dünyada kabuk kalitesinin geliştirilmesi ile ilgili çok yönlü çalışmalar artarak devam etmektedir. Kırık yumurtalar iki şekilde ekonomik zarara neden olurlar: Birinci kalite yumurta olarak satılamazlar ve mikro-çatlakların yol açtığı bakteriyel kontaminasyon riskini artırarak iç ve dış kalitede sorunlar yaratırlar (gıda güvenliği).
Gelişen ticaret koşullarında, nakliyede kara, deniz ve hava yolları kullanılmaktadır. Bunların içinde narin ürünlerin nakliyesinde en yaygın yöntem kamyon veya tırla dağıtım olup, kısa dağıtım zamanı ve farklı bölgelere ulaşmada sahip olduğu esneklik yüzünden tercih edilmektedir. Fakat nakliye sırasında üründe meydana gelen hasarlar farklı sarsılma kuvvetleriyle ilişkilidir [37]. Özellikle, nakliye sırasında meydana gelen zarardaki esas mekanizma, araçların yolda ani hareketleri sonucunda ürünlerde meydana gelen sarsılma ve viyollere çarpmaları sonucu gerçekleşmektedir. Dağıtım sırasındaki sarsılmalar; yolun sertliği, mesafe, araç hızı, ambalaj, aracın süspansiyon ve aks özelliklerine göre değişmektedir [38]. Gıdalarda nakliye sırasındaki sarsılma kabukta aşınma ve zedelenmelere yol açmaktadır. Bazı nakliye şartlarında, sarsılma kuvveti yerçekimi kuvvetine yaklaştığında, yumurta içinde bulunduğu konteynırlarda ağırlıksız duruma düşmektedir. Bu durumda, yumurtalar birbirleriyle çarpışmakta ve dönerlerken ise viyollerin içinde sürtünmektedir. Bu aşınma ve zedelenmeler mikroorganizmalar için giriş olanağı yaratmakta ve zaten kısa olan raf ömrünü daha da azaltmaktadır [39]. Buna ek olarak, ambalaj materyalleri de bu ürünlerin tüketiciye güvenle ulaşmasında ve kalitesini kaybetmemesinde önemli rol oynamaktadır. Gıda ve onunla temas eden ambalaj materyali arasındaki sürekli etkileşim, zamanla üründe değişimlere neden olmaktadır [40]. Sınıflandırma alanına getirilen yumurtalar, ayrı ayrı tartıldıkları ve altı ağırlıktan birine ayrıldıkları paketleme makinesine taşınır. Yumurtalar daha sonra otomatik bir paketleyiciye taşınır ve burada ambalaj boyutuna göre bir dizi bantlara yönlendirilir ve perakende ve kurumsal satışlar için kartonlara (6, 12 veya 30’lu viyol yumurta) paketlenir. Envanter kontrolünü kolaylaştırmak için konteynerler genellikle paketleme tarihi ve son satış tarihi kodlarıyla damgalanmaktadır.
Piyasada yumurtaların ambalajlanmasına yönelik çok çeşitli paketleme malzemeleri bulunmaktadır. Bunlar arasında, strafor, plastik ve fiber kartonlar, plastik ve fiber tepsiler, üzeri plastik ambalaj torbaları için kullanılır. Kalıplanmış hamur kartonları veya polistiren köpük kartonları yumurta endüstrisi tarafından dünya çapında, özellikle çok düşük maliyetleri nedeniyle onlarca yıldır kullanılmaktadır. Polistiren kullanmanın avantajları, üstün yastıklama ve koku ve neme karşı koruma yeteneğidir. Paket ayrıca mantar ve küf oluşumuna karşı dayanıklıdır.
Son yıllarda, kalıplanmış şeffaf plastik ambalajlar kullanılmaktadır. Şeffaf paketlerin içerisindeki yumurtaların görülmesinin kolaylığı tüketicilerin kartonlardaki çatlamış yumurtaları incelemek için açma çabaları gibi yaygın uygulamayı ortadan kaldırmaktadır. Ambalaj tasarımı, taşıma ve kullanım sırasında yumurtalarda hasarların azaltmasında önemli bir faktördür. Her bir yumurtanın, minimum serbest hareket alanı olan ayrı bir yuvaya sabitlenmesi yumurta kırılmasını azaltmaktadır.
Tüm ambalaj malzemeleri temiz, kuru olmalı, yumurtaları koruyacak kadar güçlü olmalı ve yumurtalar üzerinde zararlı bir etkisi olmamalıdır. Yüksek kaliteli HDPE malzemeler, UV stabilizasyonu sağlar. Güçlü köprüler ve kenarlar sağlamaktadır.
Kırılma ve çatlamaların en fazla üreticiden tüketiciye kadar olan nakliye sırasında meydana geldiği gözlenmektedir [14, 21, 22]. Gıdaların nakliyeleri sırasında oluşan kayıpların (%25’e varan) minimum düzeye indirilmesi için gıda sanayinin üretim teknolojilerini, muhafaza ve ambalajlama tekniklerini ve özelliklerini geliştirmesi önemlidir. Nitekim higroskopik ambalaj olan yumurta viyollerinin soğuk havada kullanılması durumunda neme karşı mukavemet sağlaması, üst üste yüklemelerde çökme olmaması ve bünyelerine su aldıklarında mukavemet değerlerinin düşmemesi için yumurta viyolü hamuruna parafin ilave edilebilmesi önerilmektedir [42]. Ayrıca TiO2/Polistren katkısının viyolde mikrobiyal gelişmeyi azaltarak yumurtaların raf ömrünü arttırdığına yönelik çalışmalar yapılmıştır [43]. Son yıllarda yeni yöntemler ve bunların gıdalara uygulanabilirliği konusunda önemli gelişmeler olmaktadır. [44].
Endüstriyel viyol üretim faaliyetinde tehlikesiz atık kapsamında ambalaj, karton, koli ve gazete atıklarının geri kazanımı ile yumurta viyolü üretilmektedir. Bu amaçla tesise alımı yapılan atık kağıtlar tartım sonrası hammadde depolama alanına alınarak sınıfına göre tasnif edilmekte ve uygun vasıfta olmayan hammaddeler ayıklanmaktadır. Tesise kabul edilen atık kağıtlar özel tanka alınarak ve kimyasal ilavesi (hamur eldesi ve yıkama ünitelerinde) ile karıştırılır ve parçalanması sağlanır. Daha sonra farklı bir tankta viskozite (yoğunluk-kesafet) ayarı yapılan viyol hamuru ayrı bir tanka alınarak viyol pres ünitesine gönderilmek üzere hazırlanır. Daha sonra viyol pres ünitesinde kalıplara alınan viyol hamuruna kalıp şekli verilerek fırınlama aşamasına geçirilir. Fırınlamada viyolün nemi ortalama %3,5-5 arasında olacak şekilde nihai ürün üretilmektedir.
2026 yılına kadar yumurta viyolü sektörünün özellikle küresel pazar segmentinin önemli bir büyüme kaydedeceği belirtilmektedir. Global markette yer alan üreticilerden en önemlileri ise; Celluloses de la Loire, Dolco packaging, Hartmann, Huhtamaki, Dispak, DFM Packaging Solutions, Eggs Posure, Europack, MyPak Packaging, Ovotherm, Pactiv, Primapack-S.A.E, Sanovo Technology Group ve Starpak olarak belirtilmektedir [45].
Farklı üreticiler tarafından yapılan viyol tasarımları ile zorlu nakliye koşullarda ve yüksek rutubette yumurta kırılmasının/kaybının azaltılmasına yönelik çabalar görülmektedir. Bu amaçla farklı elyaf ve fiber karışımları kullanılarak ürün geliştirme çalışmaları yürütülmektedir. Geri dönüştürülmüş gazete, dergi, karton ve elyaf viyol hamurunun temel bileşenleridir. Covid pandemi süreci ile artan dijitalleşme sürdürülebilir hammadde tedarik süreci açısından yeni bir zorluk oluşturmaktadır. Bu açıdan gelecekte üretim için geri dönüştürülmüş kâğıt temininin kolay olmayacağı görülmektedir. Bu açıdan alternatif yeni malzeme arayışlarının daha güçlü bir şekilde devam ettirilmesi ve neme dirençli yeni malzemelerin araştırmaları devam etmektedir. Bu amaçla şeker kamışı, hindistan cevizi ve bambu kabuğu gibi alternatif hammadde kaynakları değerlendirilebilmektedir [46].
Bir organik yumurta markası olan (Gerry's Organic Eggs), sektörün ilk yeniden kullanılabilir yumurta kartonunu pilot uygulamaya başlamıştır. Yeniden kullanılabilir kartonlar, evde yıkanıp tekrar tekrar kullanılabilen geri dönüştürülmüş, dayanıklı, BPA içermeyen plastikten imal edildiği bildirilmiştir [47].
Taşıma, depolama ve nakliye sırasında yumurtaların korunması, yumurta kutularının önemli bir işlevidir. Bu korumada en önemli durum ise yumurta kırılmasının önlenmesidir. Farklı malzemelerden yapılmış on yumurtalı kutuların test edilmesiyle elde edilen sonuçlara dayanarak, karton kutuların katı polistiren ve genişletilmiş polistiren kutulara göre yumurtalar için daha iyi mekanik koruma sağlayabileceği sonucuna varılmıştır. Karton kutular, deformasyona karşı en yüksek dirence sahip olduğu belirlenmiştir [48]. Uygun olmayan koşullarda depolama nedeniyle kutu neminin artması durumunda kartonun mekanik direnci zayıflamaktadır.
Kaynaklar
1.Anton, M. and F. Nau, Bioactive Egg Components and their Potential Uses. World's Poultry Sci. J., 2006. 62: p. 429-438.
2.Açıkgöz, Z. and S.S. Önenç, Fonksiyonel Yumurta Üretimi. Hay. Üret., 2006. 47(1): p. 36-46.
3.Yüceer, M., R. Temizkan, and C. Caner, Fonksiyonel Gıda Olarak Yumurta: Bileşenleri ve Fonksiyonel Özellikleri. Akademik Gıda, 2012. 10(4): p. 70-76.
4.Surai, P. and N. Sparks, Designer eggs: from improvement of egg composition to functional food. Trends in Food Sci. & Tech., 2001. 12: p. 7-16.
5.Anonim, Tavuk Yumurtası - Kabuklu TS 6801. 2009, Türk Standartları Enstitüsü: Ankara.
6.Kovacs-Nolan, J., M. Phillips, and Y. Mine, Advances in the Value of Eggs and Egg Components for Human Health. J. Agric. Food Chem., 2005. 53(8421-8431).
7.Stadelman, W.J. and O.J. Cotterill, Egg science and technology. 1995, New York.: The Haworth Press Inc. 29.
8.Mine, Y., Egg Bioscience and Biotechnology. 2007, Hoboken, New Jersey, USA: Wiley-Interscience & Sons, Inc., Publication.
9.Cansız, Ö., Farklı organik asitlerle üretilen kitosan kaplama materyalinin yumurta raf ömrü ve kabuk mukavemetini geliştirmede etkinliğinin araştırılması, in Gıda Mühendisliği Bölümü, Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı. 2006, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi: Çanakkale.
10.Yüceer, M., Yumurtanın Aktif Ambalajlama ve Yeni Muhafaza Yöntemleri ile Raf Ömrünün Arttırılması, in Gıda Mühendisliği Bölümü. 2013, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi: Çanakkale.
11.Heperkan, D. and O. Gökler, Kabuklu yumurtada patojen riskleri ve muhafaza yöntemleri. Dünya Gıda, 2006: p. 11-17.
12.Şivgın, T., et al., Sıvı Yumurta Üretim Yöntemleri ve Mikrobiyolojik Özellikleri, in 7. Gıda Mühendisliği Kongresi. 2011: Ankara.
13.Stadelman, W.J., Quality identification of shell eggs, in Egg Science and Technology, W.J. Stadelman and J. Cotterill, Editors. 1995, The Haworth Press Inc. 4th ed. Westport, Conn.: AVI. Publishing.: New York. p. 39-66.
14.Caner, C., The effect of edible eggshell coatings on egg quality and consumer perception. J. of the Sci. of Food and Agric., 2005. 85(11): p. 1897-1902.
15.Silversides, F. and T. Scott, Effect of storage and layer age on quality of eggs from two lines of hens. Poult. Sci., 2001. 80(8): p. 1240-1245.
16.Şenköylü, N., Yumurtanın Biyolojik Özellikleri, in Modern Tavuk Üretimi. 2001, Bursa Teknik Kitabevi: Trakya Üniersitesi, Tekirdağ Ziraat Fakültesi, Hayvansal Üretim Bölümü, Tekirdağ. p. 55-64.
17.Berardinelli, A., et al., Effects of Sinusoidal Vibrations on Quality Indices of Shell Eggs. Biosys. Eng., 2003. 86(3): p. 347-353.
18.Lucisano, M., et al., Evolution of Chemical and Physical Albumen Characteristics during the Storage of Shell Eggs. J. Agric. Food Chem., 1996. 44: p. 1235-1240.
19.Beyer, R.S. Factors Affecting Egg Quality. Kansas State University. 2005; Available from: http://www.oznet.ksu.edu/library/lvstk2/ep127.pdf.
20.Sagis, L.M.C.G.-M., A. E. A., A. Prins, and E. Van Der Linden, Effect of copper ions on the drainage stability of foams prepared from the egg white. Colloids and Surfaces. A: Physicochem. Eng. Aspects, 2001. 180: p. 163-172.
21.Wong, Y.C., T.J. Herald, and K.A. Hachmeister, Evaluation of mechanical and barrier properties of protein coatings on shell eggs. Poultry Science, 1996. 75(417-422).
22.Koelkebeck, K.W., et al., Egg Marketing in National Supermarkets- Products, Packaging, and Prices-Part 3. 80, 2001(396-400).
23.Diker, F., Yumurta Üretim ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri (Çorum Ölçeğinde Bir Araştırma), in İşletme Anabilim Dalı. 2015, Hitit Üniversitesi: Çorum. p. 98.
24.Caner, C. and M. Yuceer, Maintaining functional properties of shell eggs by ultrasound treatment. Journal of the Science of Food and Agriculture, 2014. kabul edildi, basımda.
25.Patrignani, F., et al., High pressure homogenization vs heat treatment: Safety and functional properties of liquid whole egg. Food Microbiology, 2013. 36(1): p. 63-69.
26.Panozzo, A., et al., Effect of high pressure homogenisation on microbial inactivation, protein structure and functionality of egg white. Food Research International, 2014. 62: p. 718-725.
27.Reu, K.D., Bacterial eggshell contamination in the egg production chain, reduction of the contamination and bacterial eggshell penetration and whole egg contamination, in COST 923 meeting Multidisciplinary Hen Egg Research. 2004: Barcelona, Spain.
28.Galiş, A.M., et al., Control of Salmonella Contamination of Shell Eggs-Preharvest and Postharvest Methods: A Review. Comprehensive Reviews in Food Science and Food Safety, 2013. 12(2): p. 155-182.
29.Leleu, S., et al., The Effect of a Chitosan Coating of the Shell of Hen’s Eggs on the Internal Egg Quality and the Shell Contamination and Trans-shell Penetration by Salmonella enterica Serovar Enteritidis, in XIIIth European Poultry Conference, S.-E. Quality, Editor. 2010: Turku, Finland,.
30.Cao, W., et al., Efficiency of slightly acidic electrolyzed water for inactivation of Salmonella enteritidis and its contaminated shell eggs. Int J Food Microbiol, 2009. 130(2): p. 88-93.
31.Reu, K.D., Eggshell factors influencing eggshell penetration and whole egg contamination by different bacteria, including Salmonella Enteritidis, in 1st Mediterranean Summit of WPSA, Advances and Challenges in Poultry Science. 2008: Porto Carras, Greece.
32.Jones, D.R., et al., Microbial Contamination in Inoculated Shell Eggs: I. Effects of Layer Strain and Hen Age. Poult Sci, 2002. 81: p. 715-720.
33.Lasagabaster, A., J.C. Arboleya, and I.M. de Marañón, Pulsed light technology for surface decontamination of eggs: Impact on Salmonella inactivation and egg quality. Inn. Food Sci. & Emer. Techn., 2011. 12(2): p. 124-128.
34.Kuo, F.-L., et al., Reduction of Salmonella contamination on chicken egg shells by a peroxidase-catalyzed sanitizer. Journal of Food Science, 1997. 62(4): p. 873-884.
35.Karahan, A.G. and M.L. Çakmakçı, Yumurtada Bozulma Etkenlerinin Belirlenmesi ve Raf Ömrünün Uzatılması. Gıda Teknol. Derg., 1999. 4(2): p. 58-65.
36.Xie, L., et al., Edible film coating to minimize eggshell breakage and reduce post-wash bacterial contamination measured by dye penetration in eggs. Journal of Food Science, 2002. 67(1): p. 280-284.
37.Jarimopas, B., S.P. Singh, and W. Saengnil, Measurement and analysis of truck transport vibration levels and damage to packaged tangerines during transit. Packaging Technology and Science, 2005. 18(4): p. 179-188.
38.Aba, I.P., et al., Simulated transport damage study on fresh tomato. Agric Eng Int: CIGR Journal, 2012. 14(2): p. 119-126.
39.Fischer, D., W. Craig, and B.H. Ashby, Reducing Transportation Damage To Grapes and Strawberries. Journal of Food Distribution Research, 1990. 193: p. 193-202.
40.Raheem, D., Application of plastics and paper as food packaging materials – an overview. 2012. 2012.
41.Anonim. Shell Egg Manual - Chapter 7 – Packaging and Labelling - Canadian Food Inspection Agency. 2021; Available from: https://inspection.canada.ca/food-safety-for-industry/archived-food-guidance/eggs-and-egg-products/manuals/shell-egg/chapter-7/eng/1375307783346/1375307784283.
42.Erkan, T., Soğuk Depo Uygulamasında Doğru Bilinen Yanlışlara Işık Tutmak, in X. Ulusal tesisat Mühendisliği Kongresi - Soğutma Teknolojileri Sempozyumu. 2011: İzmir. p. 1103-1108.
43.Kudzal, A., Z. Zhang, and J. Lagassey, Axiomatic Design of An Improves Egg Carton Manufacturing Process, in The Eighth International Conference on Axiomatic Design - ICAD-2014-28. 2014: Campus de Caparica p. 187-194.
44.Gölcü, M. and F. Şen, Mikrodalga ile Islak Viyolün Kurutulabilirliğinin Deneysel Olarak İncelenmesi. Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, 2014. 20(4): p. 111-115.
45.Basavraj, T. Exclusive Report on Egg Tray Industry: Market Size will Witness Substantial Growth by 2026 – The Bisouv Network. 2021 23.03.2021]; Available from: https://bisouv.com/uncategorized/3337801/exclusive-report-on-egg-tray-industry-market-size-will-witness-substantial-growth-by-2026/.
46.Anonim. New tray design reduces egg breakage in Brazil’s demanding conditions. 2019; Available from: https://www.huhtamaki.com/en/highlights/sustainability/new-tray-design-reduces-egg-breakage-in-brazils-demanding-conditions/.
47.Anonim. Reusable Egg Carton Is Made from Recycled Materials | 2020-01-20 | Packaging Strategies. 2020; Available from: https://www.packagingstrategies.com/articles/95316-reusable-egg-carton-is-made-from-recycled-materials.
48.Czechowski, L., G. Kmita-Fudalej, and W. Szewczyk, The Strength of Egg Trays under Compression: A Numerical and Experimental Study. Materials (Basel), 2020. 13(10).
1Doç. Dr. Muhammed YÜCEER
2Prof. Dr. Cengiz CANER
ORCID ID (Yazar sırasına göre)
0000-0002-8293-7301,
0000-0001-6709-1347
1Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Gıda İşleme Bölümü, Çanakkale, Türkiye
2Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Çanakkale, Türkiye